
İngiltere'de milyonlarca çocuk şu anda öyle zor şartlarda yaşamaktadır ki, bazıları bu durumu 19. yüzyılın ünlü yazarı Charles Dickens’ın eserlerinde tasvir edilen yoksullukla kıyaslamaktadır. İngiltere'de çocukların yoksulluk ve mahrumiyet içinde yaşaması neredeyse sıradan bir durum haline gelmektedir, diye açıklama yaptı ülkenin çocuk işleri ombudsmanı Dame Rachel de Souza.
Ombudsman, son dört yılda çocukların hayatlarında ve düşünce tarzlarında büyük bir değişim gözlemlediğini belirtti. Çocuklar artık yoksulluğu teorik bir kavram olarak değil, günlük yaşamlarının somut bir sorunu olarak hissediyor. Onlarda “sıradan” sayılabilecek şeyler eksik: temiz ve güvenli bir ev, yeterince büyük bir yatak, ısınma, mahremiyet, arkadaşlarını eve çağırabilme imkânı ve okula uzun mesafeler katetmeden gidebilme.
Raporda, çocukların ortaya çıkan bu zor koşulları “normal” hatta “doğal” olarak kabul etmeye başladığı vurgulandı. Bazıları bu şekilde yaşamayı hayatlarının ayrılmaz bir parçası olarak görüyor. Bazı gençler temiz suda yıkanamamak, duvarlardan farelerin geçmesi, yatak odalarının rutubetli olması ve “lüks” sayılan pastırma (bacon) yiyebilme hayallerinden bahsetti.
De Souza şöyle vurguladı: “Dünyanın en zengin toplumlarından biri olan İngiltere’de liderlerimiz çocukların kaderinin ebeveynlerinin maddi durumuna bağlı olmasından utanmalıdır.”
Resmi verilere göre, Nisan 2024'e kadar İngiltere'de 4.5 milyon çocuk yoksulluk içinde yaşamaktaydı. Bu, rekor seviyedeki bir rakamdır. Bu durumda en çok tartışılan konulardan biri, yalnızca iki çocuğa kadar yardım verilmesidir.
Muhafazakâr Parti tarafından 2017 yılında uygulamaya konulan bu politika kapsamında, çoğu aile üçüncü ve sonraki çocuklar için çocuk yardımı veya evrensel kredi alamamaktadır. Çocuk Yoksulluğu ile Mücadele Grubu (Child Poverty Action Group) bu uygulama nedeniyle her gün ortalama 109 çocuğun yoksulluğa sürüklendiğini belirtmektedir.
Diğer raporlara göre, bu politikanın kaldırılması hükümete yılda yaklaşık 3.4 milyar sterline mal olacak, fakat 500 bin çocuğu göreli yoksulluktan çıkarabilecektir.
De Souza bu sorunun “bir günde çözülemeyeceğini” kabul etti, ancak “ilk adımın iki çocuk sınırının kaldırılması olması gerektiğini” vurguladı. Ayrıca, çocuk yardımlarının enflasyonla birlikte artmasını sağlamak için “üçlü kilit” sisteminin getirilmesini, ailelerin otellerde haftalardan fazla kalmamasını sağlayacak reformları ve tüm okul çağındaki çocuklar için ücretsiz otobüs yolculuğu teklif etti.
6 ile 18 yaş arasında 128 çocuğun katıldığı ankette çocuklar hayatları hakkında açıkça konuştu. Kaliteli ve sağlıklı yiyecek eksikliği, dar ve sağlıksız koşullarda yaşam, eğitim için uygun alanın olmaması ve okula gitmekteki zorluklar gibi sorunları dile getirdiler.
Çocukları destekleyen okullar ve öğretmenler bu zor durumu her gün bizzat görmektedir. Okul Yöneticileri Derneği (NAHT) Genel Sekreteri Paul Whiteman, öğretmenlerin yemek dağıttığını, sıcak odalar oluşturduğunu, gıda kuponları verdiğini ve hatta çamaşır yıkama hizmeti sunduğunu açıkladı.
“Bu durumda okullar sadece eğitim kurumu değil, sosyal destek merkezine dönüşüyor. Ancak bu sorunun çözümü sadece eğitimle değil, hükümetin tüm kademeleriyle iş birliği gerektiriyor,” dedi Whiteman.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı şu ana kadar konuyla ilgili resmi bir açıklama yapmadı. Telegram’da «Zamin»i takip edin!
Ctrl
Enter
Bir Hata mı buldunuz?
İfadeyi seçin ve Ctrl+Enter tuşuna basın İlgili haberler