İran’ın nükleer programı, yeniden uluslararası siyaset sahnesinin merkezine oturdu. The New York Times gazetesine göre, ABD İran’ın Fordo şehrinde yer alan yer altı uranyum zenginleştirme tesisine askeri saldırı düzenlerse veya İsrail, ülkenin dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’e suikast girişiminde bulunursa, Tahran nükleer silah geliştirme kararı alabilir.
ABD-İsrail ilişkileri çerçevesinde İran’a yönelik güvenlik tehditlerinin arttığı belirtiliyor. NBC News’in aktardığına göre, İsrail’in ünlü hava savunma sistemi “Demir Kubbe” son 24 saat içinde İran’dan atılan füzelerin sadece %65’ini engelleyebildi. Oysa daha önce bu oran %90’a kadar çıkmıştı.
Bu durum, İsrail’in savunma kapasitesinin son gelişmeler ışığında biraz zayıflamış olabileceğini gösteriyor. İran’dan gelen füze sayısı ve gücü artarken, savunma sistemindeki en ufak bir açık bile ciddi sonuçlara yol açabilir.
Bu arada, ABD hükümeti İran’la diplomatik görüşmeler yapma girişiminde bulundu. Ancak İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi bu teklifi sert bir şekilde reddetti. Ona göre, İsrail’in saldırıları devam ederken müzakere yürütmek mümkün değil.
Arakçi, şu anda İran’ın önceliğinin savunma kabiliyetini artırmak ve dış tehditlere karşı hazırlıklı olmak olduğunu ifade etti. Bu nedenle, nükleer silah geliştirme kararı alma ihtimalinin giderek arttığını belirtti.
Uzmanlara göre, İran resmi olarak nükleer silah üretimine başlarsa, bu durum Ortadoğu’daki dengeleri tamamen değiştirebilir. Bu, sadece bölgesel değil, küresel güvenlik açısından da ciddi bir tehdit oluşturabilir.
Sonuç olarak: Durum gün geçtikçe daha da gerginleşiyor. ABD ve İsrail’in askeri ve siyasi baskısı altında, İran’ın nükleer hedeflere geri dönme olasılığı ciddi dikkat gerektiriyor. Bu mesele, uluslararası arenada adeta “patlamaya hazır bir barut fıçısı” gibi duruyor. Telegram’da «Zamin»i takip edin!
Ctrl
Enter
Bir Hata mı buldunuz?
İfadeyi seçin ve Ctrl+Enter tuşuna basın İlgili haberler
