İsrail, ABD’yi İran’la savaşa katılmaya çağırıyor

Son iki gün içinde Orta Doğu’daki durum yeniden keskinleşti. İsrail devleti, İran’ın nükleer yeteneklerini yok etmek amacıyla askeri operasyonlara başladı ve bu süreçte Amerika Birleşik Devletleri’ni de dahil etme girişimlerini ciddi şekilde artırdı. Amerika’nın saygın yayın organı Axios’un 14 Haziran Cumartesi günü İsrail’deki iki üst düzey kaynağa dayanarak verdiği bilgilere göre, İsrail hükümeti son 48 saat içinde Washington yönetimine doğrudan başvurdu ve İran’a karşı belirli askeri adımlarda birlikte hareket etmeye çağırdı.

Meselenin önemli noktası şu ki, İsrail şu anda İran’ın en önemli ve en sağlam — Fordo nükleer tesisi gibi — yer altı tesislerine saldırmak için yeterli güce sahip değil. Ülkede böyle özel sığınaklar için tasarlanmış havacılık ya da büyük stratejik bombardıman uçakları yok. Ancak ABD, bu tür askeri donanıma sahip ve hava kuvvetleri istenen her mesafedeki hedeflere saldırma imkanına sahip, deniliyor kaynaklarda.

Bununla birlikte, Axios’un vurguladığı gibi, tek bir tesise yapılan bombardıman bile ABD’yi doğrudan İran’a karşı bir savaş ortamına sürükler. Ancak Fordo gibi tesisler faaliyet göstermeye devam ederse, İsrail’in ana hedefi olan İran’ın nükleer projesini tamamen yok etmek gerçekleşmeyecek demektir.

Bilgilere göre, 13 Haziran gecesi İsrail savunma güçleri, İran topraklarındaki bir dizi stratejik hedefe, başkent Tahran’daki merkezler ve nükleer sektörle ilgili tesisler dahil olmak üzere güçlü saldırılar düzenledi. Saldırılar 14 Haziran günü de devam etti. İran yetkililerinin açıklamasına göre, bu saldırılar sonucunda ülkenin önemli askeri ve bilim insanları hayatını kaybetti. Özellikle, İran Devrim Muhafızları Kolordusu (IRGC) Komutanı Hüseyin Selami, İran Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı Muhammed Bagheri ve birkaç üst düzey askeri ile nükleer bilimci öldü.

Hayatını kaybedenlerin toplam sayısının onlarca olduğu söyleniyor ve bunlar arasında sadece askerler değil, aynı zamanda sivillerin de olduğu tahmin ediliyor. İsrail saldırıları, nükleer merkezlerin yanı sıra, muhtemelen füze üretim atölyeleri, askeri laboratuvarlar ve komutan karargahlarını da hedef aldı.

Uzmanlar, bu tür hassas saldırıların İsrail askeri istihbaratı tarafından önceden hazırlanmış bilgiler temelinde gerçekleştirildiğini vurguluyor. Onlara göre, İsrail’in amacı sadece nükleer altyapıyı devre dışı bırakmak değil, aynı zamanda İran askeri liderliğini de zayıflatmak.

İsrail’in bu tür keskin hareketleri, sadece bölgede değil, küresel ölçekte de ciddi endişelere yol açıyor. Özellikle Washington’daki siyasi analistler, bu tür operasyonların ABD’nin uluslararası imajına ve İran ile nükleer anlaşma müzakerelerine olumsuz etkisi olabileceğini vurguluyor. ABD olayların gelişimine müdahil olursa, bu sadece bölgesel değil, küresel ölçekte bir askeri çatışmaya dönüşebilir.

Ayrıca, bu durum ABD ile İran arasındaki müzakere sürecini de sekteye uğratabilir. İki devlet arasında son aylarda nükleer anlaşma (JCPOA) etrafında belli bir yumuşama gözleniyordu. Ancak İsrail’in hareketleri bu diyalog imkanlarına büyük darbe vurdu.

Şu anda Amerikan kamuoyunda da bu hareketlerle ilgili çeşitli görüşler mevcut. Bazıları İsrail’in eylemlerini güvenlik açısından doğru bulurken, diğerleri ABD’nin savaşa çekilmesinden ciddi endişe duyuyor.

Kısacası, Orta Doğu tekrar sıcak bir noktaya dönüşüyor. İsrail ile İran arasındaki çatışma yeni bir aşamaya çıktı. ABD’nin bu durumdaki tutumu tüm dünya için büyük önem taşıyacak. Hiç şüphesiz, bu olaylar önümüzdeki günlerde küresel jeopolitik dengeye etki edecek.

Foto: Jack Guez/AFP via Getty Images Telegram’da «Zamin»i takip edin!