
Yemen’deki savaşta yıllardır aynı tarafta yer alan Suudi Arabistan ile Birleşik Arap Emirlikleri arasındaki ilişkilerde gerilim arttı. Bunun, bölünmüş Yemen hükümetindeki yeni bir parçalanma ile Riyad ve Abu Dabi’nin farklı siyasi-askeri grupları desteklemesinden kaynaklandığı belirtiliyor. Bu haberi podrobno.uz aktardı.bildiriyor.
30 Aralık gecesi Suudi askeri havacılığı Yemen’in güneyindeki Mukalla Limanı’nı vurdu. Krallığın Dışişleri Bakanlığı açıklamasına göre, hedefte BAE üzerinden getirildiği iddia edilen ve Güney Yemen’in ayrılmasını savunan ayrılıkçılar için hazırlanan silahlar ile zırhlı araçlar vardı.
Bunun ardından Yemen Başkanlık Liderlik Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi, BAE ile askeri iş birliği anlaşmasının iptal edildiğini duyurdu. Emirlik askerlerinin 24 saat içinde ülkeyi terk etmesini istedi ve Abu Dabi’yi iç savaşı kışkırtmakla suçladı. Suudi Arabistan da Emirlik güçlerinin çekilmesi talebini desteklediğini açıkladı.
Suudi Arabistan ve BAE, 2015’ten bu yana uluslararası koalisyon içinde, uluslararası toplum tarafından tanınan Yemen yönetimine Husilere karşı mücadelede destek veriyor. 2022’de onların katılımıyla, kuzeyin—Sana dâhil—kontrolünü geri almayı hedefleyen geçici ulusal birlik yapısı olan Başkanlık Liderlik Konseyi kurulmuştu.
Konseye üç ana siyasi gücün temsilcileri dâhil edildi: Genel Halk Kongresi, “El-Islah” Partisi ve Güney Geçiş Konseyi. Ancak kısa süre sonra, özellikle güneydeki güçlerin 1970–1990 yıllarında ayrı bir devlet olarak var olan Güney Yemen’in bağımsızlığını yeniden tesis etme taleplerini artırmasıyla iç çekişmeler derinleşti.
Riyad’ın daha çok laik milliyetçilere dayandığı, BAE’nin ise geleneksel olarak Güney Geçiş Konseyi ile yakın ilişkilerini güçlendirdiği belirtiliyor. Bu durum, Emirliklerin deniz ticaret rotalarındaki stratejik çıkarlarıyla ilişkilendiriliyor: Aden Körfezi, Aden ve Mukalla limanları ile Babülmendep Boğazı fiilen güney güçlerinin kontrolünde.
2025 sonbaharında Hadramut vilayetinde, BAE’nin desteklediği “El-Hirak” hareketi ile Riyad’a yakın Hadramut kabileleri ittifakı arasındaki gerilim tırmandı. Mesila sahasındaki petrol üretiminin engellenmesi durumu ağırlaştırdı; aralık başında ise “El-Hirak”ın saldırıya geçerek bir hafta içinde hükümet güçlerini Güney Yemen vilayetlerinin neredeyse tamamından çıkardığı bildirildi.
Daha önce Aden’de bulunan Başkanlık Liderlik Konseyi’nin 9 Aralık’ta acilen şehri terk edip Riyad’a taşındığı söyleniyor. El-Alimi buradan, BAE ile ittifakın kesildiğini ve uluslararası koalisyonun onayı olmadan hareket eden tüm gemi ve uçaklar için Güney Yemen’e hava ve deniz ablukası getirildiğini açıkladı.
Haberde, fiilen Yemen topraklarında şu anda uluslararası düzeyde tanınan bir hükümetin kalmadığı vurgulanıyor. Buna rağmen Suudi Arabistan’ın resmi açıklamasında BAE “kardeş ülke” olarak anıldı; ancak ayrılıkçıların desteklenmesinin “son derece tehlikeli bir adım” olduğu konusunda uyarı yapıldı. Belgede, Suudi ulusal güvenliğine yönelik her türlü tehdidin “kırmızı çizgi” olduğu ve aşılması halinde krallığın sert önlemler alabileceği belirtildi.
BAE ise yayımlanma anına kadar Mukalla’ya yönelik saldırılar ve Yemen’den asker çekme talebi hakkında resmi bir açıklama yapmadı.
Ayrıca daha önce, The Atlantic dergisinin genel yayın yönetmeni Jeffrey Goldberg’in yanlışlıkla Signal mesajlaşma uygulamasındaki kapalı bir gruba katılmasının ardından, burada Donald Trump yönetiminin üst düzey yetkililerinin Husilere karşı hava saldırılarını görüştüğüne dair haberler yayılmıştı. Yazışmalarda ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance, Savunma Bakanı Pete Hegseth ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz’un yer aldığı belirtilmişti.
“Zamin”i Telegram'da okuyun!Меҳмон grubundaki ziyaretçiler bu yayına yorum yapamaz.