Ukrayna ABD barış planını kabul etti: Anlaşmanın detayları açıklandı

23 Nisan'da yapılan görüşmeler sonunda Ukrayna, ABD'nin sunduğu ateşkes şartlarını kabul etti. ABD Başkanı Donald Trump'ın Ukrayna özel temsilcisi Keith Kellogg, Fox News'e verdiği röportajda bu açıklamayı yaptı.

Kellogg, ABD heyetinin Avrupa ülkeleri ve Ukraynalı yetkililerle birlikte müzakere masasına oturarak barışın sağlanması için 22 özel koşul ortaya koyduğunu, Ukrayna tarafının da bu koşulları kabul ettiğini belirtti.

"Ukraynalı meslektaşlarımız ve Avrupa ülkeleriyle önemli bir toplantı yaptık. Görüşmeler sırasında 22 özel koşul belirledik ve Ukrayna hükümeti bu koşulları kabul etti," dedi Trump'ın özel temsilcisi.

Belgede belirtildiği üzere, anlaşma esas olarak her iki tarafın işgal ettiği topraklar üzerindeki mevcut kontrol hattının korunmasıyla birlikte ateşkesi öngörüyor. Bu, yakın gelecekte düşmanlıkların geçici olarak "dondurulması" ve 30 günlük bir ateşkes anlamına geliyor.

Anlaşmada ayrıca Ukrayna hükümeti, Kırım ve işgal altındaki bazı topraklar üzerinde Rus tarafının fiili kontrolünü geçici olarak tanımayı kabul etti. Ancak Kiev, bu toprakların Rusya'nın bir parçası olduğunu yasal olarak tanımıyor. ABD ise mevcut durumu göz önünde bulundurarak Kırım Yarımadası'nı hukuki olarak, Luhansk, Donetsk, Herson ve Zaporozhye bölgelerinin bazı kısımlarını ise fiili olarak tanımaya hazır olduğunu dile getirdi.

"Ukraynalı temsilciler, müzakereler sırasında ateşkesin yürürlüğe girmesinin ardından şu an bulundukları pozisyonları korumaya hazır olduklarını ifade ettiler." Bu konu son toplantılarda da tartışıldı. Kellogg, "Mevcut kontrol hattı boyunca statükoyu korumayı kabul ettiler" diye açıkladı.

ABD'nin bu barış planı henüz resmen açıklanmadı ama ana hatları biliniyor. Bu plan özellikle Ukrayna'nın Harkov bölgesinin bir kısmının geri alınmasını, Zaporozhye nükleer santrali ile Kakhovka hidroelektrik santrali üzerinde kontrolün yeniden sağlanmasını, Dinyeper Nehri üzerinde serbest dolaşım haklarının sağlanmasını ve Nikolaev bölgesindeki stratejik öneme sahip Kinburn Boğazı'nın kontrolünün yeniden sağlanmasını içeriyor.

Bu anlaşmanın barışa doğru önemli bir adım olarak görüldüğü ve yakın gelecekte yapılacak müzakerelerde daha detaylı ele alınması bekleniyor. Telegram’da «Zamin»i takip edin!