Trump’tan çarpıcı açıklama: ABD artık silahla demokrasi yaymayacak!

ABD Başkanı Donald Trump, West Point Askeri Akademisi'nde yaptığı konuşmada ülkesinin ordusu ve dış politikası hakkında büyük yankı uyandıracak önemli bir açıklamada bulundu. Trump'ın ifade ettiğine göre, Amerika Birleşik Devletleri bundan sonra başka ülkelere silah gücüyle demokrasi yerleştirme politikasına son verecek.

Başkan konuşmasında, bu politikanın artık sona erdiğini özellikle vurguladı. Trump’a göre, ABD ordusunun temel görevi diğer ülkelerdeki siyasi çatışmalara karışarak silah zoruyla devlet kurmak değil, ülkenin güvenliğini sağlamak, düşmanlarını yenmek ve Amerika’nın çıkarlarına yönelik her türlü tehdidi istediği zaman ve istediği yerde yok etmektir.

Trump, bu değişikliklerin ABD ordusunun uluslararası arenada yeniden saygı ve prestij kazanma gerekliliği ile ilgili olduğunu söyledi. Ona göre, son yirmi yıl boyunca siyasetçiler, kendi çıkarları için ABD ordusunu birçok yanlış ve gereksiz siyasi çatışmaya sürüklediler. Bu durum, ülkeye yalnızca büyük maddi kayıplar getirmekle kalmadı, aynı zamanda çok sayıda insanın hayatına da mal oldu.

Donald Trump konuşmasında şöyle dedi: “Biz uzun yıllar boyunca ordumuzun gücünü ve yeteneklerini yanlış kullandık. Askerlerimiz kendi ülkemizle hiçbir bağlantısı olmayan ülkelere gönderildi. Orada devlet inşası ile uğraşmak zorunda bırakıldılar. Doğal olarak askerlerimiz bile bunun neden gerekli olduğunu anlayamadılar. Ama şimdi bunların hepsi geride kaldı, artık bu tür hataları tekrarlamayacağız.”

Başkan konuşmasında ayrıca önemli bir noktaya daha dikkat çekti: Ona göre, ABD ordusu dünyanın en güçlü ve saygın ordusu konumundadır. West Point Akademisi'nden mezun olan genç subaylar ise bu büyük ordunun önemli temsilcileri olarak hizmet verecekler.

Aynı zamanda Trump, 2000'li yıllarda ABD dış politikasının en büyük hatalarına da değindi. Ona göre, ABD’nin 2003 yılında Irak’a düzenlediği askeri harekât, ülke tarihinin en trajik ve büyük hatasıdır. Bu hatalar sonucunda ABD sadece büyük mali zararlara uğramakla kalmadı, aynı zamanda uluslararası arenada itibarına ciddi zarar verdi. Trump bu kararı bir kez daha “ABD tarihinin en kötü kararı” olarak nitelendirdi.

Başkan konuşmasında Afganistan konusuna da değindi. Bilindiği üzere, 11 Eylül 2001 saldırılarından sonra ABD, Afganistan'a karşı askeri bir operasyon başlatmıştı. Trump, bu savaş hakkında farklı dönemlerde farklı açıklamalarda bulunmuş olsa da, 2015 yılında Afganistan'ın komşusu Pakistan'ın nükleer silaha sahip olması nedeniyle savaşın bir dereceye kadar gerekli olduğunu ve bu nedenle tamamen hata olmadığını ifade etmişti.

Ancak Trump, Başkan Joe Biden'ın 2021 yılında Amerikan askerlerini Afganistan’dan çekme kararını sert bir şekilde eleştirdi. Bu kararı ve uygulama biçimini “ABD tarihinin en utanç verici ve hatalı dönemi” olarak tanımladı. Trump’a göre, askerlerin düzensiz ve yanlış şekilde geri çekilmesi sadece ülkenin itibarına değil, aynı zamanda dünya güvenliğine de ciddi zarar verdi.

Bununla birlikte, Donald Trump'ın bu konuşmasının arka planında çok önemli siyasi mesajlar da yer almaktadır. Başkan, dış politikada askeri güç kullanımı uygulamalarının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini ifade etti. Ona göre, ordunun dünyadaki rolü doğru şekilde değerlendirilmeli ve askerler gereksiz ve zararlı görevlerden korunmalıdır.

Uzmanlar, bu konuşmayı çok önemli ve tarihi bir açıklama olarak değerlendirmektedir. Zira ABD dış politikasının yönünü büyük ölçüde etkileyebilecek böyle konuşmalarda ülke başkanının tutumu büyük önem taşır. Bu konuşma, Donald Trump’ın ABD'nin gelecek dış politikası ve askeri stratejisini yeniden gözden geçirme niyetini açıkça göstermektedir.

Sonuç olarak, Donald Trump’ın bu açıklaması sadece ABD ordusu için değil, tüm uluslararası siyasi toplum için de büyük önem taşımaktadır. Bu açıklama, gelecekte ABD’nin askeri operasyonları ve dış politika yönelimlerinde büyük değişikliklerin olabileceğini göstermektedir. Bu konuşma, ABD’nin önümüzdeki yıllardaki dış politikasına yön verebilecek, ülkenin dünyadaki itibarını ve konumunu yeniden güçlendirebilecek bir temel oluşturabilir. Bu da dünya siyasetinde büyük değişimlerin başlangıcı için önemli bir sinyal niteliğindedir. Telegram’da «Zamin»i takip edin!